Vefât eden kimsenin bırakdığı malın kimlere verileceğini ve nasıl dağıtılacağını öğreten ilme, (İlm-i ferâiz) denir. Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîmde, en açık ve en geniş bildirdiği şey, meyyitden kalan mîrâsın nasıl dağıtılacağıdır. Burada yapılacak işlerin çoğu farz olarak emr olunduğu için, hepsine (Ferâiz ilmi) denilmişdir. (Tezkire-i Kurtubî) muhtasarında, İbni Mâce ve Dâre Kutnînin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în “bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (Ferâiz ilmini öğrenmeğe çalışınız! Bu ilmi gençlere öğretiniz! Ferâiz ilmi, din bilgisinin yarısı demekdir. Ümmetimin en önce unutacağı, bırakacağı şey, bu ilm olacakdır) buyuruldu.
Meyyitin bırakdığı maldan ve mülkden, sıra ile, yıkama, kefenleme, defn masrafları ve sonra kul borcları ayrılıp verilir. Geriye kalan mal, mülk, piyasaya göre değerlendirilip, üçe bölünür. Bir kısmı ile, islâmiyyete uygun olan vasıyyetleri yerine getirilir. Diğer iki kısm eşyânın, değerlerine göre kendileri veyâ satılıp paraları vârislerine dağıtılır.
Kaynak : Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye, 143. Baskı, Hakikat Kitabevi, İstanbul.
Önce, eshâb-ı ferâiz denilen oniki kişiye, Kur’ân-ı kerîmde bildirilen hakları verilir. Bu haklara, (Farz) adı da verilmişdir. Bunlardan dördü erkekdir.
Eshâb-ı ferâizden artan mal, asabe denilen akrabâdan meyyite en yakın olanına verilir. Asabe yok ise, bu artanlar da, eshâb-ı ferâize dağıtılır. Fekat, zevc ve zevceye, bu sefer verilmez.
Eshâb-ı ferâizden ve asabelerden kimse yok ise, zevil-erhâm denilen akrabâya verilir. Zevil-erhâm beş sınıfdır.
Zevil-erhâmın beş sınıfından birinde bulunanlardan bir kişi varsa, bundan sonraki sınıflarda bulunanlar, meyyite dahâ yakın olsalar bile, vâris olamazlar.
Zevil-erhâmdan da kimse yoksa, mevlel-muvâlât denilen adama verilir. Bu da yok ise, kardeşimdir demesi gibi, bir vâsıta ile soyu olduğunu söylediği, fekat o vâsıtanın kabûl etmediği kimseye verilir.
Yukarıdaki vârislerden hiçbiri yok ise, mîrâsın üçde ikisi dahî, vasıyyete harcanır. Vasıyyeti de yok ise, meyyit zimmî olsa bile, Beyt-ül-mâl alır.
Kaynak : Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye, 143. Baskı, Hakikat Kitabevi, İstanbul.